Çocukluğumuzda babam, abimle beni bayram namazına götürür, dönüşte kahvaltıya otururduk. Bayram kahvaltısı diğer günlerdeki kahvaltılardan çok farklı olurdu. Sırf o kahvaltı için bayramın biran önce gelmesini isterdim.
Bir de tanıdıklarımızın evlerine el öpmeye gitmek vardı ki, bayramın en zevkli olan kısmıydı. Çünkü iyi bayram harçlığı toplanırdı. Ceplerimiz bozuk para ile şişerdi.
1958 yılı idi. Babamın memuriyeti dolaysıyla Siirt’te idik. Bir bayram günü mahalledeki arkadaşlarımızla, on onbeş kişi kadar, Vali’nin evine gittik el öpüp bayramını kutlamaya.
Çocuklardan biri duymuş, Vali elini öpen çocuklara iyi bayram harçlığı veriyormuş diye. Vali’nin evi şehir merkezinden iki üç kilometre dışarıda idi. Yürüye yürüye gittik. Hanımı bizi içeriye aldı. Başımızı okşayarak bizi sevdi. Elini öptük. “Oturun, Vali amcanız şimdi gelir” dedi. Biraz sonra Vali geldi. Çocuk gözümle onu çok heybetli görmüştüm. Neredeyse babam kadar cüsseli idi. Elini öptük. O da başımızı okşayarak sevdi bizi. Her birimize adımızı, kaçıncı sınıfta okuduğumuzu sordu. Hanımı bize çikolata verdi.
Sonra Vali ayağa kalktı ve “Çocuklar benim bir toplantıya katılmam lâzım. Siz şimdi evlerinize gidin, babalarınıza benim selamımı söyleyin ve derslerinize çok iyi çalışın” dedi. Yani bize “artık gidebilirsiniz” demek istedi.
Kapıdan çıkmadan önce bir sehpanın üzerinde üst üste konmuş parıl parıl parıldayan madenî paralar vardı. O madenî paralardan birer deste her birimize verdiler. Vali’nin evinden ayrıldıktan sonra saydık. 10’ar tane 10 kuruşluk vermişler. İlk defa parıldayan para gördüğümüz için ayrıca sevinmiştik.
O anımı hiç unutmam. Her bayram öncesi Merkez Bankası’na giderim. Yeni ve parıl parıl parıldayan elli kuruşluk, birer liralık destelerden alırım. Bayramlarda el öpmeye gelen çocuklara mutlaka onar tane yirmişer tane bu madenî paralardan veririm.
Küçük çocuklar kâğıt parayı sevmezler. 50 liralık kâğıt para vereceğinize on tane parıldayan birer liralık madenî para verin onları daha mutlu edersiniz. Tabii siz de mutlu olursunuz, o ayrı mesele.
“Zaman değişti, şimdiki çocuklar madenî parayı beğenmiyorlar, yürürken yerde madenî para görseler, eğilip almıyorlar bile” diyorsanız, onlara yine Merkez Bankası’ndan alacağınız bir iki deste gıcır gıcır 10 veya 20 liralık kâğıt paralardan verin. Ha parıl parıl parıldayan madenî paralar, ha gıcır gıcır gıcırdayan kâğıt paralar.
Bayram’da çocukları ve yaşlıları sevindirmeyi unutmayın.